1. Haberler
  2. Gündem
  3. İSG Yasası Yangın Güvenliğini Kapsamıyor mu?

İSG Yasası Yangın Güvenliğini Kapsamıyor mu?

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Son zamanlarda çıkan ve özellikle Eskişehir Seyitgazi’deki orman yangınlarına müdahale eden 5’i orman işçisi, 5’i AKUT çalışanı toplam 10 kişinin yaşamını yitirmesi, iş sağlığı ve güvenliği konularını yeniden gündeme getirdi. Bu trajik olaylar, yangınla mücadeledeki riskleri ve alınması gereken önlemleri gözler önüne seriyor.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Bingöl, yangınlara müdahale sırasında karşılaşılan riskleri ve mevzuattaki eksiklikleri değerlendirdi.

Müdahale faaliyetleri mevzuat dışı kalıyor

Dr. Bingöl, “Öncelikle şunu belirtmek gerekir ki, orman yangınları ve farklı türleri, mevcut İş Sağlığı ve Güvenliği mevzuatında doğrudan yer almaktadır. 6331 sayılı İş Güvenliği Kanunu’nda, acil durum ve afet müdahale faaliyetleri maalesef kapsam dışıdır. Bu nedenle, yangınla mücadelede çalışanların karşılaştığı riskler, mevzuat açısından belirsizlikler içeriyor. Bu olaylar, yangınların tehlike sınıfının genellikle ‘çok tehlikeli’ olarak kabul edilmesine rağmen, gerçek anlamda aşırı tehlike seviyesini temsil ettiğini gösteriyor. Eğer yeni bir sınıflandırma yapılacaksa, buna ‘aşırı tehlikeli’ gibi bir kategori eklenebilirdi, fakat şu anda böyle bir sınıf bulunmamaktadır.” ifadelerini kullandı.

Deneyimsiz personel ön saflarda yer almamalı

Yangınla mücadelede eğitimlerin önemli olduğunu vurgulayan Bingöl, “Elbette ki, hem itfaiye teşkilatları hem de orman işçileri için düzenli ve kapsamlı eğitimler veriliyor. Antalya’daki uygulamalı eğitim merkezleri, simülasyonlar ve kurtarma tatbikatları bu alanda önemli rol oynuyor. Ancak, en kritik nokta, sahada yeni ve tecrübesiz personelin ön saflarda görevlendirilmemesi gerektiği. Deneyimli ekipler ilk müdahaleyi yapmalı, yeni ve tecrübesizler ise yangın söndürme işlemleri tamamlandıktan sonra, soğutma ve güvenlik aşamasında görev almalı. Bu yaklaşım, hem personelin güvenliği hem de müdahalenin etkinliği açısından büyük önem taşıyor.” dedi.

Kuru otlar ve yangına karşı alınacak önlemler

Orman yangınlarının büyümesini engellemek ve müdahaleyi kolaylaştırmak için kuru otların zamanında temizlenmesi hayati öneme sahip. Bingöl, “Kuru otlar ve yanıcı maddelerin, özellikle yangın başlamadan önce bulldozer ve greyder gibi araçlarla temizlenmesi, yangının yayılmasını önemli ölçüde engeller. Ayrıca, yangına ulaşım yollarının açık tutulması ve bakımı, müdahale ekiplerinin zamanında hareket etmesini sağlar. Bölgenin topografik özellikleri iyi bilinmeli ve yerel halkın bilgisiyle iş birliği yapılmalı. Bu, yangınların büyümeden kontrol altına alınmasında kritik rol oynar.” şeklinde ifade etti.

Rüzgar ve ekipmanların önemi

İşte en bilinen yanlışlardan biri, yangınlarda kullanılan ekipman veya planlamanın tam koruma sağlayacağı düşüncesidir. Bingöl, “Maalesef, ‘yanmaz kıyafet’ diye bir şey yoktur. Gerçek anlamda, ‘ısıya dayanıklı kıyafet’ vardır ve bu kıyafetler de büyük yangınlarda tam koruma sağlamaz. En kritik faktörlerden biri, rüzgardır. Rüzgarın ani yön değiştirmesi, müdahale alanının kontrol dışına çıkmasına neden olabilir. Ulaşım imkanlarının kısıtlı olduğu alanlarda, rüzgarın yön değiştirmesi ekiplerin çıkışını zorlaştırabilir. Bu nedenle, yangını yöneten kişiler tecrübeli ve rüzgar hareketlerini iyi analiz eden kişiler olmalı.” diye belirtti.

Orman yangınları ve müdahale süreçleri, teknik bilgi ve mevzuatın yanı sıra stratejik planlama ve tecrübe gerektiren karmaşık olaylardır. Bu trajediler, yangınla mücadeledeki zorlukları ve riskleri gösterirken, alınacak önlemlerin ve eğitimlerin önemini ortaya koyuyor. İş sağlığı ve güvenliği alanında yapılacak düzenlemeler, bu tür olayların önüne geçmek adına büyük adımlar olacaktır.

Yorumlar kapalı.

Bizi Takip Edin