1. Haberler
  2. Siyaset
  3. Türkiye’nin Güvenlik Stratejisinde Yeni Yaklaşımlar

Türkiye’nin Güvenlik Stratejisinde Yeni Yaklaşımlar

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Güneydoğu Asya’dan Avrupa’ya, Kuzey Afrika’dan Orta Doğu’ya uzanan bölgedeki tehditler, ülkemizin güvenlik politikalarını yeniden gözden geçirmesini zorunlu kılıyor. CHP Milli Savunma Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu, bu kapsamda kapsamlı bir değerlendirme yaparak yeni yol haritaları önerdi.

Türkiye’nin askeri başarıları, özellikle 51 yıl önce gerçekleştirilen ve başarıyla tamamlanan Amfibi Harekat, yüksek askeri kabiliyetlerin göstergesi olarak kabul ediliyor. Bu operasyon, kara, hava ve deniz unsurlarının uyum içinde kullanılmasıyla dünya harp tarihine örnek oldu. Bağcıoğlu, bu başarıyı anarken, şehitlerimizi rahmetle anmanın yanı sıra, TSK’nın siyasi müdahalelerden uzak tutulmasının önemine de değiniyor.

Değişen Tehditler ve Güvenlik Yaklaşımları

Günümüzde tehditler sadece sınır ötesi çatışmalarla sınırlı değil; siber saldırılar, ekonomik manipülasyonlar ve algı operasyonları, güvenliğin çok boyutlu yaklaşımlar gerektirdiğini gösteriyor. Bağcıoğlu, bu durumu şöyle özetliyor:

  • Tehditler artık sadece savaş alanlarında değil;
  • Algı operasyonları, ekonomik manipülasyonlar ve siber saldırılar, günümüzün en ciddi güvenlik riskleri arasında yer alıyor;
  • Gerçek güvenlik, bilgi ve teknolojik üstünlük, güçlü toplum yapısı ve etkin kriz yönetimiyle sağlanabilir.

Güvenlikte Yeniden Yapılanma ve Stratejik Adımlar

Toplumsal ve Bilgi Güvenliği

Fransa’nın toplumsal dayanıklılık stratejisi ve İngiltere’nin UK Resilience Academy modeli temel alınarak, mevcut Milli Güvenlik Akademisi güncellenmeli. Bu yapı, krizlere müdahale ve farkındalık alanında uzman eğitimler vererek, yerel yönetimlerden sivil toplum kuruluşlarına kadar geniş bir yelpazeyi kapsamalı. Siber güvenlik ve dezenformasyonla mücadele önceliklendirilmelidir.

Teknoloji ve Milli Üretim

Milli güvenlikte teknolojik bağımsızlık temel hedef olmalı. Şeffaf ve hesap verebilir savunma sanayii yönetimi, bürokratik engellerin azaltılması ve yapay zeka destekli sistemlerin geliştirilmesi önem taşıyor. Ayrıca, tedarik zinciri ve bilgi güvenliği alanında yeni adımlar atılmalı, ihracat hedefleri büyütülmelidir.

Asimetrik ve Hibrit Tehditlere Karşı Hazırlık

Kültürel, bilişsel ve toplumsal direnç en az askeri güç kadar önemli. Toplumu krizler sırasında açık ve şeffaf bilgilendirmek, güveni artırmak ve iç siyasetin dış politika kararlarını etkilemesini engellemek gerekir. Bağcıoğlu, adil ve hak temelli yönetimin toplumsal birlik ve beraberliği güçlendireceğine inanıyor.

Uluslararası Konum ve Caydırıcılık

Türkiye, bölgesel ve küresel güvenlik açısından caydırıcılığını artırmalı. 15 Temmuz darbe girişiminden sonra TSK’nın operasyon kabiliyetlerini zayıflatan yapısal sorunlar gözden geçirilmeli ve düzeltilmeli. Bu adımlar, Türkiye’nin uluslararası konumunu güçlendirecek ve bölgesel güvenliği destekleyecektir. Güvenlik yalnızca silah ve araçlarla değil; bilinçli toplum, bilgi üstünlüğü ve teknolojik yetkinliklerle inşa edilir.

  • Toplumsal farkındalık ve dayanıklılık, adaletli ve demokratik uygulamalarla güçlendirilmelidir;
  • Savunma sanayisi, şeffaflık ve liyakat esasına dayalı olarak geliştirilmelidir;
  • TSK’nın siyasi müdahalelerden arındırılması ve 15 Temmuz sonrası yapılan yapısal değişikliklerin yeniden gözden geçirilmesi sağlanmalıdır.

Sonuç olarak, yeni güvenlik paradigmamız; güçlü kurumlar, bilinçli toplum, teknolojik üstünlükler ve uluslararası caydırıcılık ile şekillenecek, Türkiye’nin bölgesel ve küresel güvenlik alanında etkin bir aktör olmasını sağlayacaktır.

Yorumlar kapalı.

Bizi Takip Edin